ÖDEV YAPAN ÇOCUK MU BAŞARILI OLUR ÖDEV YAPMAYAN ÇOCUK MU?

TAKİP ET

Ödevin, özellikle ilkokul çağındaki çocukların başarısına olan etkisi yıllardır tartışılan bir konudur. Okulların açılmasıyla birlikte, veliler ve öğrenciler için ödev maratonu da başlamış durumda. Ancak asıl soru şu: Daha fazla ödev yapmak, çocukları daha başarılı kılar mı? Psikolojik Danışman Doç. Dr. Mehmet Kaya'ya göre, burada önemli olan ödevin miktarı değil, çocuklara sorumluluk duygusu kazandırıp onlarda öğrenmeye karşı olumlu bir tutum geliştirmesidir.

 

Ödevin, özellikle ilkokul çağındaki çocukların başarısına olan etkisi yıllardır tartışılan bir konudur. Okulların açılmasıyla birlikte, veliler ve öğrenciler için ödev maratonu da başlamış durumda. Ancak asıl soru şu: Daha fazla ödev yapmak, çocukları daha başarılı kılar mı? Psikolojik Danışman Doç. Dr. Mehmet Kaya’ya göre, burada önemli olan ödevin miktarı değil, çocuklara sorumluluk duygusu kazandırıp onlarda öğrenmeye karşı olumlu bir tutum geliştirmesidir.

İlkokulda Ödev: Gelişim İçin Bir Araç mı?

Özellikle birinci sınıf öğrencilerine ödev yaptırmak ebeveynler için oldukça zorlu bir süreç olabilir. Bu durum, okul sürecinin aileler için yorucu bir hal almasına neden olur. Doç. Dr. Kaya, ilkokulda ödevin asıl amacının çocuğa sorumluluk kazandırmak ve öğrenmeye karşı olumlu bir yaklaşım geliştirmek olduğunu vurguluyor. Başarıya odaklanmaktan çok, öğrencinin bu iki temel gelişim alanında ilerlemesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Aşırı Ödevin Zararları

Doç. Dr. Kaya, aşırı ödevin ilkokul çağındaki bir çocuğun öğrenme hevesine zarar verdiğini belirtiyor. Fazla ödevin, çocuklara sorumluluğu değil, aksine "ahlaksızlığı" öğrettiğini, çünkü ödev yapmaktan bunalan bir çocuğun yalan söylemeyi, ödevini başkasına kopyalatmayı ya da yaptırmayı öğrenebileceğini ifade ediyor. Çocukların ödev yapmak yerine oyun oynayarak hayatı öğrenmelerinin, gelişimleri için çok daha faydalı olduğunu savunuyor.

Ödev Verilmeli mi?

Kaya, çocuklara sorumluluk duygusunu kazandırmak için mutlaka ödev verilmesi gerektiğini ancak bunun dengeli bir şekilde yapılması gerektiğini vurguluyor. Öğrencilerin yaklaşık yarım saat içinde bitirebileceği düzeyde ödevler verilerek, hem sorumluluk bilinci pekiştirilebilir hem de çocuklara oyun oynamaları için zaman tanınmış olur. Kaya’ya göre, çocuklar hayatı ödevden çok, oyunla öğrenirler.

Ödev, çocukların sorumluluk duygusunu geliştiren önemli bir araçtır ancak aşırı ödev yükü çocukların öğrenmeye olan hevesini kırabilir. Bu nedenle, öğretmenlerin ödev miktarını dengeli tutması ve çocuğun gelişimini gözetmesi gerekmektedir.